Geçtiğimiz hafta otomotiv dünyasında pek çok yeni olay oldu. Bunlardan en ilginci ise Formula 1’de McLaren takımının Ferrari’nin teknik bilgilerini çalması skandalı yüzünden puanlarının silinmiş olması. Bu sezon son derece başarılı giden McLaren takımı zaten Alonso’nun takımdan ayrılıp Renault’a geri dönmeyi düşünmesinden dolayı endişeliyken bir de başlarına bu çıkınca gelecekleri çok büyük riske girdi. Şahsen Formula 1’den pek fazla hoşlanmam, ancak FIA’nın bu kararı son derece sert ve bir o kadar ilgi çekici.
Bunun dışında bomba gibi bir Frankfurt otomobill fuarı geçti. Sergilenen arabaların 4’te 3 yeni ve konsept otomobillerdi. Zaten Cenevre, Frankfurt gibi büyük otomobil fuarları 4-5 senede bir harika olur. Bunun sebebi ise markaların çoğunun 4-5 senede bir model yenileme politikalarının olması şüphesiz. Bu seneki fuarda dikkatimi en çok çeken şey çevreci otomobillerin sayısıydı. Önceki fuarlara kıyasla büyük bir artış gösteren doğalgazlı, hidrojenli ve hibrid otomobillerin sayısı , üreticilerin artık çevre kirliliği ve pertolün kısıtlılığı gibi konulardan endişe duymaya başladığının bir göstergesi. Alternatif yakıt çalışmalarını anlıyorum da, şu hibrid olayına kafam basmıyor. Bilmeyenler için hibrid ne hemen anlatayım: İngilizce melez anlamına gelen hybrid kelimesi otomobillerde içten yanmalı motorla elektrikli motorun bir arada bulunmasına dayalı sisteme deniyor. Düşük hızlarda ve düşük güç gerektiren durumlarda elektrik motorunun kullanımıyla yakıt tasarrufu sağlamak hibrid otomobillerin ana hedefi. Ancak fuarda tanıtılan bu hibrid otomobillerin tüketim değerlerine bakınca hayretlere düşüyorum. Örneğin Porsche Cayenne’in Hybrid versiyonu. 3600cc benzinli motorun yanına bir de elektrik motoru eklenmiş. Böylece sadece 3600cc lik motorlu versiyonu 100km’de 12 litre benzin tüketirken hibrid versiyonda bu rakam 10 litreye düşülürmüş. Markaların bütün bu hibrid için harcadığı ar-ge masrafları, bizim otomobili alacağımız zaman vereceğimiz ekstra fiyat farkı ve elektrik motoru yüzünden servisinin daha zorlaşması gibi pek çok sıkıntı sadece 2 litre fark için mi yapılıyor şimdi? Ayrıca hibrid otomobil kullanmak normal versiyonunu kullanmaktan çok daha keyifsiz. Marşa basıyorsunuz motor çalışmıyor, yokuş inerken ya da yavaş giderken stop ediyor kendi kendine... Gerçekten alışkanlık istiyor. Tüm bu elektrik donanımı yerine daha küçük hacimli motorlara yönelinse ya? Biz Türkler vergiler yüzünden senelerdir 1.2 , 1.4 motorlarla sürünüyoruz. Yabancılara da bunu yaptırsalar ya... Ayrıca otomobil yüzünden meydana gelen çevre kirliğini ve benzin tüketimini dünya çapında azaltmak istiyorsanız bütün dünyayı böyle zora sokacağınıza Amerikan hükumetini benzin fiyatlarını ve yüksek hacimli motor vergilerini arttırması için zorlamak daha verimli olurdu. Çünkü şu an Amerika’daki günlük akaryakıt tüketimi “bütün dünyanın toplamından bile fazla”.
Neyse yakınmayı bırakalım. Son olarak bahis etmek istediğim şey ise Frankfurt fuarında tanıtılan BMW’nin yeni jipi X6. Adrian van Hooydonk ve Chris Bangle BMW’nin tasarım ekibine dahil edildiğinden beri BMW cesur tasarım ve konseptler üretir oldu. X6’da bunun en son örneği. X5 platformunda üretilen X6 coupe jip diye BMW nin yarattığı yeni bir klasman olarak tanıtıldı. İlk baktığımda “fena değil ama X5 in bagajı ve arka koltukları daha geniş olacak, bunu kim niye alsın ki?” demiştim. Ancak daha sonra bütün Bangle tasarımları gibi gözüm alıştıkça aracı çok sevmeye başladım. Hatta şuan favori otomobillerimden biri oldu bile. Fiyatı X5’den çok da fazla yüksek olmayacak olan X6 dünya pazarında ne kadar başarılı olur bilemem ancak durumu olan gençlerdeki jip furyasına bakarak söyleyebilirim ki ülkemizde bu araç peynir ekmek gibi satacak...
Haftanın otomotiv yorumu...
